Rüzgar Yılmaz
Rüzgar Yılmaz

Bir gün öğleden sonraydı, anneme bulaşıkta yardım ediyordum. O tabakları yıkıyor, ben kuruluyordum. Pencereden itfaiye binasını ve kadınların tencereleri ovduğu başka mutfakları görüyordum. Her gün öğle yemeği, akşam yemeği ve her gün kirli bulaşıklar! Hep yeniden başlanan ama hiçbir yere götürmeyen saatler. Benim yaşamım da böyle mi olacaktı? Bir tabak

yığınını duvardaki dolaba koyarken hayır, dedim kendi kendime, benim yaşamım başka türlü olacak.

Mehmet Güllü
Mehmet Güllü

Avrupadan gelen birçok elçi ve sanatkâr da Topkapı Sarayı'nı gezerken duvardaki lale, karanfil ve sümbüllere hayran kalmışlardır. Öyle ki, ziyaretçiler arasından Türklerin her çiçeğe ayrı anlam yüklediklerini yani çiçeklerin dili olduğunu söyleyenler de olmuştur. 1700'lü yıllarda İstanbul'da yaşayan İngiliz Lady Mary Wortley Montagu çiçeklere yüklenen anlamları

derleyerek bir araya getirmiş ve İngiltere'ye götürmüştür. Daha sonra Fransa'ya da geçen bu merak sonucunda 800 çiçeğin anlamı belirlenmiş ve tüm dünyada ortak bir çiçek dili ortaya çıkmıştır. Örneğin; kırmızı lale aşkın itirafını, sarı karanfil hayal kırıklığını, kırmızı gül goncası gençliği ve güzelliği, portakal çiçeği umudu, kadife çiçeği

umutsuzluğu temsil etmektedir.

Kamla Bhasin
Kamla Bhasin

Ben bir duvar değilim ki duvar böler, ayırır; Ben o duvardaki bir gediğim.

Kalender Durukan
Kalender Durukan

“Haydar’ın kızıl tayı öldü baba!” dediğinde Ali, Haydar’ın aradaki palamut ağacına varacak kadar büyüyen gözleri, geri geri gelerek palamut ağacından pencereye, pencereden o iç geçirten ürpertici rüzgârın içine karışarak duvardaki İsa’nın kalbine, İsa’nın kalbinden kucağındaki kuzunun gözlerine, kuzunun gözlerinden Haydar’ın yüzüne tekrar

yerleşince, şahlanan bir kızıl tayın sesiyle kendine geldi Haydar.

Manolya Gürocak
Manolya Gürocak

- " (…) Duvardaki şu salyangozlar gibi, ağaçlar gibi, hayatta ne işe yaradığımı bulana kadar düşünmek istiyorum..."

Adige Batur
Adige Batur

"Unutma hakikatin vakti, şu duvardaki saatin devr-i daimi tayin edilmez."

Adige Batur
Adige Batur

“... unutma hakikatin vakti, şu duvardaki saatin devr-i daimi tayin edilmez.” dedi.

Eda İşler
Eda İşler

"Her şey kuruyor. Ellerimin üstünde kuruyan deri gibi. Ufacık bir çizgi ile başlayıp hızla büyüyen duvardaki şu çatlak gibi."

Arzu Eylem Turan
Arzu Eylem Turan

Bir insanın ölmesi şu duvardaki izleri, havadaki kokuyu gidermiyordu.