Yusuf zindanın karanlığından aydınlığa ilk çıktığı anda ne hissettiyse Züleyha,...
onu hissetti Yakup, Yusuf’un kokusu değdiğinde ruhuna.
Yanıldığını kabul etmek, yeni bir hakikatin fethiyle zenginleşmektir:
parçadan bütüne, karanlıktan aydınlığa geçiş.
Aşk; insanın içindeki karanlığa da çok yakın, aydınlığa da.
"Toprağa bakan herkesin gözü karanlığa alıştı. Gözün karanlığa alışabilmesi için minik de olsa aydınlığa ihtiyaç vardı. Aydınlık yenik düştü. Düşmek, yer çekimi yasasıydı. Yasaya karşı gelinmezdi. Yasa değişir diye umut edildi. Umut, ıslak pamuğa ekildi; çocukken de öyle öğretilmişti, büyümesi için beklemek lazımdı."
Müminlerin velisi, kendilerini karanlıktan aydınlığa çıkaran Allah'tır.
" Onu gördüğümde gönlümdeki keder son bulacak gibiydi.Zamanın içinde sevginin savurduğu rüzgârın sahibi olacaktım.Kalemim yetmiyordu.Nefesim kesilmiş, saatler durmuştu sanki.Ellerim çocuk gibi titriyordu.Unutamayacağım anlar yaşıyordum.Ey aşk,gizemli şerbetinle merhem oldun yaralarıma.Senin sevgin o kadar güçlü ki yüreğim yerinden çıkacak adeta.İçimde bulunduğum
karanlığı aydınlığa dönüştüren Ey aşk ! Şu zamanda kelimelerim yetersiz,şükranlarım az kalıyor.Bitmesin bu aşk, bitmesin bu aşk,bitmesin sevgi..."
~Melih Maden~
Heidegger fenomen kavramını, kavramın birincil anlamı (bizatihi kendini kendinde gösteren) olarak elde tutar. Fenomenin (kendini başka bir şey olarak gösteren şey) olarak ikincil anlamı içinse, görünüm kavramını kullanır Heidegger. Keza fenomen ile görünüş arasındaki bağıntıyı aydınlığa kavuşturmak adına Heidegger'in bağıntılı diğer kavramlarla, 'görünüşe
gelme' ve 'salt görünüş' ne kastettiğini berraklaştırması gerekir. Heidegger başlarda görünüşe gelme ile salt görünüş'ün fenomen ya da görünüm ile hiçbir alakasının olmadığını öne sürüyorken, sonraları bütün bu kavramların bizzat kendini gösteren bir fenomen kavramını varsaydığını belirterek bu iddiasını değiştirir. O halde fenomen ile görünüm
arasındaki bağıntı nedir ve bunlar nasıl görünüşe gelme ve salt görünüş kavramlarından ayrılabilir? Evvela, fenomen bizzat kendini gösteren şeydir: görünüm ise kendisini olmadığı bir şey olarak gösteren şeydir.
“Eğer bi̇r yerlerde bi̇li̇me, demokrasi̇ye, barışa, aydınlığa aç bi̇r çocuk seni̇n ışığını bekli̇yorsa, sönmeye hakkın yoktur. Işıyacaksın! Ölüme sani̇yeler kalmış olsa bi̇le“
"Hindiba" aydınlanmanın sembolüdür. Sanırım ben de karanlıkta kalanları, aydınlığa çıkartmak istedim; çünkü aydınlığa çıkan her gerçek birine ışık olur.